Covid-19 pandemisinden ağır etkilenen konteyner taşımacılığında son dönem verileri ışığında 2021 beklentilerini mercek altına aldık.
Koronavirüs salgınının tüm dünyada ilk zirveyi gördüğü 2020 ilkbaharında konteyner taşımacılığı da ilk ağır etkilerini tecrübe etmeye başlamıştı. Öncelikle, virüsün çıktığı ülke olan Çin’e yapılan seferler iptal edildi. Bunu, 14 ülkenin geniş karantina önlemleri alarak sınırlarını kapattığı Avrupa izledi. Mart ile Haziran 2020 arasında toplam 77 sefer iptal edilirken, salgının yeni zirvesi unvanını Çin’den alan Avrupa’da iptaller, dünyanın geri kalanına kıyasla yüzde 50 daha fazlaydı.
Sefer iptalleri, boş dönüş konteyneri bulma sıkıntısı yaratırken, yüzde 30’lara dayanan navlun fiyatları da blank-sailing’lere ve yeni sefer iptallerine neden oldu. Böylece koronavirüsten kaynaklanan iptaller, dolaylı olarak yeni iptaller getirdi ve zincirleme bir reaksiyon başlamış oldu. Dahası, Çin’den sonra Avrupa’nın da vaka ve ölüm sayılarında düşüş gördüğü yaz aylarında salgının bu defa da ABD’de zirveyi görmesi, ikinci çeyrekte ilk çeyreğe kıyasla daha iyi bir iş çıkarmaya başlayan sektörün tam olarak düzlüğe çıkmasına izin vermedi.
Üçüncü çeyrekle birlikte dünya konteyner endeksinde bir artış görülmeye başlansa da bunun en önemli sebebi, talebin azalmasıyla birlikte konteyner operatörlerinin de kapasite daralmasına yönelmesiydi.
Tüm bu olumsuzluklar içinde armatörlerin beyaz bayrak sallamamasını sağlayan belki de en olumlu faktör yakıt fiyatlarındaki düşüş oldu. IMO’nun 1 Ocak 2020 itibarıyla yürürlüğe koyduğu yeni regülasyon nedeniyle artan yakıt fiyatları, pandemiyle birlikte çok sert bir düşüşe geçti. Fiyatlarda son dönemde yukarıya doğru bir hareketlenme görüntülense de, sektörün beklentisi, 2024 yılına kadar ham petrol fiyatının varil başına 100 dolarlık eski seviyeleri yeniden görmeyeceği yönünde.
Sektörün Yakın Gelecekten Beklentileri
Bugünkü durumu ve buraya nasıl geldiğimizi özetledikten sonra konteyner taşımacılığının yakın gelecekteki seyrine dair öngörü ve beklentilere değinelim.
1. Küresel ticaret hacminde düşüş, tedarik zincirindeki belirsizlikte artış
Sektördeki işgücünün hareket etmesine yönelik kısıtlamalar ve üretim kesintilerinin ekonomi üzerinde devam eden olumsuz etkisi düşünüldüğünde, ticaret hacmindeki büyümenin yavaşlamasının beklenmesi şaşırtıcı değil. Buna küresel ölçekte ürün arzı ve ara mal tedariğinde yaşanan sorunlarda eklendiğinde küresel tedarik zinciri bir süreliğine felç olabilir. Ülkeler korumacılığa yönelir ve gerilimler artarsa ticaret de olumsuz etkilenebilir. Bu alanda sektörün uzmanlarından farklı sesler yükselse de genel kanı, 2019 seviyesindeki hacimlere geri dönülmesinin 2022 yılını bulacağı yönünde.
2. Nakliye şirketlerinin kârlılığına dair beklentiler
Düşük petrol fiyatları işletme maliyetleri açısından avantaj sağlasa da konteyner taşımacılarının kârını tek başına belirlemez. Talepteki azalmanın oranı, boştaki gemilere dair verdiği kararlar ve faaliyet gösterdiği rotadaki navlun fiyatları, kâr beklentilerinin firmadan firmaya değişiklik göstermesine neden olacaktır. Tabii ki yine de konteyner taşımacılığının pandemiyle gelen ilk şok dalgasını atlatmış olması ve endekste son dönemde görülen artış, kârlılık beklentileri söz konusu olduğunda firmaların iyimser olmasını sağlamalı.
3. Liman hacminde azalma
Sıkı karantina önlemleri, limanlardaki alıkoyma sürelerini ve tıkanıklığı artırmış olsa da bu sorunlar yavaş yavaş çözülüyor gibi görülüyor. Yine de sektörün genelini düşündüğümüzde azalan talep, liman hacminin de azalmasına neden olacak.
4. Ulaşım hizmetlerinde daha fazla entegrasyon
Tarih boyunca büyük krizlerin büyük ilerlemelere gebe olduğu görülmüştür. COVID-19 pandemisi de yarattığı tarifsiz yıkıma rağmen, insanlığın çıkardığı dersler sayesinde kuşkusuz bazı ilerlemelere de neden olacaktır. Bunun denizcilik sektöründeki olası yansımalarından biri de ulaşım hizmetlerinin birbiriyle daha entegre hale gelmesinin sağlanması olabilir. Zira pandemi, hinterland bağlantısının limanların hayatta kalabilmeleri açısından ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu yüzden, yakın gelecekte de sektörün bu bağlantıları daha güçlendirmek için adımlar atmaya devam edeceği öngörülebilir. Örneğin demir yollarının öneminin yakın gelecekte daha da artacağı rahatlıkla beklenebilir.
5. Dijital lojistik ve akıllı limanlara yönelimde artış
Yapay zeka, otomasyon, robot kullanımı ve daha birçok Endüstri 4.0 yeniliğinin denizcilik sektörüne girmeye başladığı bir dönemden halihazırda geçiyorduk. Pandeminin etkileri nedeniyle sektörün bu alanlara daha fazla öncelik vermeye başlayacağı öngörülebilir. Kuşkusuz insansız operasyonlar, bu tip pandemilerden daha az etkilenmiş olacaktı. Tabii bu noktada işsizlik ve mevcut işgücünün başka alanlara kaydırılması için verilmesi gereken eğitimler gibi sorunları da unutmamak gerekiyor.